IDEA Sohbetleri 4 - Ümit Altun & Prof. Dr. Özlem Er
IDEA sohbetlerinin dördüncüsü Prof. Dr. Özlem Er moderatörlüğünde Designum Tasarım Stüdyosu kurucusu Ümit Altun katılımı ile gerçekleşti. "Ürün geliştirme süreci bayrak koşusuna benzer. Bu koşuda yer alan tüm bölümler sırayla koştuğu gibi bayrakları teslim ederken birbirlerinin alanına girerler. Rol alan tüm bölümleri aynı takımın oyuncuları olarak görüyorum" diyen Ümit Altun, sohbet sırasında mesleki gelişim için bilgi ve farklılıkları görmek üzere zenginleşmenin önemini vurguluyor. Tasarım yaklaşımı ve meslek alanına yönelik tavsiyelerini dinleyebileceğiniz sohbet ETMK YouTube kanalında erişilebilir. Video linki sayfanın altındadır. Burada bu sohbetten bir özet paylaşıyoruz sizlerle.
Özlem Er: Mezuniyetin sonrasında kurumsal firmalarda çalışma deneyimi edindiğini görüyorum. Bu firmalarda tasarım ekipleri vardı ve mühendislerle birlikte çalıştığını öngörüyorum. Kurumlar içinde diğer disiplinlerin endüstriyel tasarımcıya bakış açısı ve senin ilişkin nasıldı?
Ümit Altun: Tüm süreci ürün geliştirme faaliyeti olarak görüyorum. Bu faaliyet içinde her birimizin rolleri tanımlanmış durumda. Tasarımcı ne yapar, mühendis ne yapar, sınırlarımız var, sınırlar aşılmadığı sürece büyük bir problem yaşamıyoruz. Çalıştığım firmalarda mühendisler ile olan ilişkim elbette iyi olmak durumunda. Tasarımcı bir bölümünü yapıyor, mühendis devam ettiriyor, satış-pazarlama tamamlıyor, servis dahi katkı sağlıyor sürece. Ürünün başarısı bu ekiplerin uyum içinde çalışmasına bağlı.
Siz güzel bir tasarım yapabilirsiniz, kendiniz için. Müşteri beklentisinden yeteri kadar haberdar olmanız için kurumsal firma içinde özellikle satış-pazarlama ekibinin veya üretimin yönlendirmeleri etkili oluyor. Bu ilişkileri dengede tutmak ve her bölümü ürün geliştirme sürecinin birer oyuncusu olarak görmek, birlikte ürün geliştirmek başarılı ürünü elde etmenizi sağlıyor. Kurumsal firmalarda çalışmanın bana en büyük katkısı bu oldu.
Makine mühendisi arkadaşlarımız ile iyi işler yaptık, birlikte yaptık. Kimi zaman biz onların sınırlarına müdahale ettik, onların müsade ettiği oranda elbette, kimi zaman da onlar bizim alanımıza dahil oldular. Bu denge çalışa çalışa oturdu. O tecrübeyi elde etmek, bugün bu işleri aktardığım bağlamda yönetmekte etkili oldu diyebilirim.
Özlem Er: Eğitimde bir problem tanımı vererek hayali bir firma varmış gibi tasarım projeleri yürütüyoruz. Bir firma bağlamında baktığımızda ihtiyaçlar daha net geliyordur diye düşünüyorum. Eğitimdeki endüstriyel tasarım proje süreci ile piyasada çalışan bir tasarım firmasının geçirdiği süreç arasındaki farkı bize örnekler misin?
Ümit Altun: Elbette. Çalışma şeklimiz devingen. Okulda kimi zaman bir marka tanımlanıyor, öğrenciler de o markaya uygun şekilde tasarlıyorlar. Bizim geldiğimiz son aşama ise marka stratejisi tanımlama aşaması. Tasarım tarifnamesinin belirlendiği kısım ile başlıyor. Bir tasarım tarifi geliyor, bir tanım var. Ürünün pazar, kullanıcı ve teknik tanımı yer alıyor. Ancak çoğunlukla markanın ihtiyacı, nereye gitmek istediği çok detaylı olmuyor. Bugüne dek, markayı da analiz gerekti.
Marka değerlerini anlamaya çalışıyoruz, müşteri ile birlikte değerleri tanımladıktan sonra görsel unsurları tanımlıyoruz, algı analizi ve pozisyonlandırma çalışması yapıyoruz. Müşterinin markasını temsil ettiğini düşündüğü kavramları ortaya çıkarıyoruz. Bu kavramları temel, marka ve ürün değerleri ile eşleştiriyoruz. Bu çalışmayı yapma sebebimiz, hangi kavramların markayı daha çok temsil ettiğini ve hangi kavram için çalışma yaparsak markayı desteleyeceğimizi analiz etmek.
Tabloları müşteriye gösterdiğimizde marka için neyin daha önemli ya da daha az önemli olduğunun farkına varabiliyorlar. Özellikle marka ve ürün değerlerinin yoğun olduğu yerler marka için daha önemli değerler oluyor. Daha sonra bu değerleri görseller ile eşleştirip kendi yaptığımız ürünlerin de görsel kimlik olarak uyumlu olması gerektiğini göstermeye çalışıyoruz.
Detaylar, form, teknoloji kullanımının nasıl olması gerektiği ya da renk-doku kullanımının nasıl olması gerektiğini tanımlıyoruz. Sonrasında ise marka ile ilgili müşteri ile birlikte konumlandırma çalışması yapıyoruz. Markayı rakiplerin yer aldığı tabloya yerleştirdiğimizde markanın nereye gitmek istediğini de gözlemleyebiliyoruz. Rakipler ve marka mevcutta ne tip malzeme ve teknoloji kullanıyor inceliyoruz. Pazar tanımı üstüne de müşteri ile birlikte çalışıyoruz. Hedef kitle için detaylandırma, ürünün kullanıcıda bırakmasını istediğimiz etkiyi tanımlıyoruz. Tüm bu süreçleri markayı destekleyen bir ürün tasarımına ulaşmak için yapıyoruz. Bizler kendimize uygun güzel tasarımı yaparız diyen kişiler değiliz. Markanın sorumluluğunu alarak, markanın yüzü olan ürünü tasarlıyoruz.