IDEA Sohbetleri 13 - Adlıhan Tartan & Dr. Emre Günal & Gamze Parçal

Dr. Emre Günal moderatörlüğünde ETMK Öğrenci temsilcisi Gamze Parçal’ın öğrencilerden aldığı soruları ilettiği ETMK IDEA sohbetlerinin on üçüncü buluşması endüstriyel tasarımcı Adlıhan Tartan ile gerçekleşti.

Endüstriyel tasarım hizmeti vermenin yanında kendi mobilya ve aksesuar markası Tartan Design bünyesinde ürün tasarımı, pazarlama ve işletme alanlarında emek veren tasarımcı, "Türkiye’de tasarım hizmeti vermek kolay değil. Tasarımcı, geçtiğimiz 20 yıla göre, bugün,çok daha iyi bir algıya sahip ve tasarımcı ile çalışmanın önemi hizmet verenler tarafından daha iyi algılanıyor." diyerek deneyimlerini aktardığı sohbetin tamamı ETMK YouTube kanalında seyredilebilir.

Emre Günal: Uzun yıllar kurumsal bir firmada tasarım ekibinde rol alırken ayrılıp kendi tasarım firmanı kurmuşsun. Tasarımcının uzmanlaşması konusunda ne düşünüyorsun?

Adlıhan Tartan: Elbette uzmanlaşmalı. Endüstri çok farklı alanlara yayılmış vaziyette ve siz hepsine birden fikir üretseniz de tasarım hizmeti veremezsiniz. Otomotiv tasarımcısı ev eşyası tasarlayabilir, tam tersi için ise tasarımcının daha fazla emek vermesi gerekecektir ve tasarımcı zorlanabilir. Türkiye’deki ekonomi ve endüstri sizin sadece tek alanda faaliyet yürütmenize müsaade etmiyor. Uzun yıllar elektrikli cihazlar, beyaz eşya alanında çalıştım, bu beni istemeden benim kısıtlı bir alanda kalmama neden oldu. Marka sayısı belli, sürekli gelişen bir tasarımcı kitlesi var. Bir yandan da hizmet vereceğin markaların arkasındaki profesyonelliğin de beklediğin gibi olmaması, alanın daralmasına neden oluyor. Bu da sizin hizmet verdiğiniz sektörleri genişletmenize neden oluyor. Avrupa ülkesinde çalışmıyoruz. Birçok meslektaşım farklı sektörlere çalışıyor. Bunun sebeplerinden biri de bu. Mobilya ve dekorasyonu bunun dışında tutuyorum. Global ölçekte tasarımcı uzmanlaşmaya gitmeli, ülkemiz gereklerinde ise belirli bir alanda olunca sıkışmış hissedebilirsiniz.

Emre Günal: Endüstri 2.0, 3.0 ve 4.0… Bu kadar çok devrim bana fazla geldi. Bilgiye ulaşmak bizler için olağanüstü zor idi. Şu an itibariyle bilgiye erişmek kolay. Yeni gelenlerin şanslı olduğunu düşünüyorum; ancak doyumsuzluk, bilgiye erişim kolaylığından gelen rehavet ya da fiziksel olarak öğrendiğimizin yerini ekipmanlar ile çalışmak almaya başladı. Tasarımı yeniden tarif etmemizin gerektiğini çıkarabilir miyiz buradan?

Adlıhan Tartan: Her dönemin kendi koşulları var. Eskiden bir tasarımcıya sordukları zaman ilham kaynağınız nedir diye, doğa derlerdi. Şimdi ise pinterest gibi uygulamalardan ilham alıyorlar. Başkasının ne yaptığından ilham almak, ne var alanda incelemek önemli elbette. 1950’de otomobil tasarımları bugünden neden farklı? O dönemde de tasarımcılar birbirinden ilham alıyordu. Bir tasarımcının attığı adım bir başkasını da etkiliyor. Gelişen bir süreç. Kopyacılık değil bu demek istediğim, bir felsefenin oluşması. Bugün her şey daha az değerli ya da her şeye kolay erişiyorlar demiyorum, belki yaratıcılık ve farklı düşünme konusunda bir şeylerin eksikliğini hissediyorum. Eski romantizm kalmadı. Sanayi toplumunun ya da bilgi teknolojilerinin romantizmi mi desek bilemiyorum. Hizmet verdiğin alan ne olursa olsun, herkes beyan olarak kendine tasarımcı diyebiliyor. Bir ürün tasarladığımız zaman bir heykeltraş, marangoz gibi elimizden geçerdi ve fiziksel olarak biz hayata geçmesi için emek verirdik. Bugün birçok tasarımcının eli malzemeye hiç değmeden üç boyutlu yazıcıda yazdırılarak, gerçeğine temas etmeden tasarım yaptığını düşünüyor.

Söyleşi videosu için tıklayınız.