IDEA Sohbetleri 12 - Dr. Orhan Irmak & Prof. Dr. Şebnem Timur Öğüt & Melike Balkaya

Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (ETMK) COVID19 pandemi kısıtlamalarından fırsat yaratarak üye adayı öğrencilerin talepleri doğrultusunda çevrimiçi sohbet serisini hayata geçirdi. Öğrencilerin kariyer yolculuklarını detaylı olarak öğrenmek istedikleri isimlerin davet edildiği sektör duayenlerinin moderatörlüğünde ilerleyen IDEA Sohbetleri, öğrenci temsilcilerinin katkısı ile zenginleşti.

Sohbetlerin on ikincisinde endüstriyel tasarımcı Orhan Irmak, Prof. Dr. Şebnem Timur Öğüt’ün moderatörlüğünde ETMK Öğrenci temsilcisi Melike Balkaya’nın dinleyiciler arasındaki öğrencilerden gelen soruları yanıtladı. "Pazardaki rekabet, tasarıma duyulan ihtiyacı beraberinde getiriyor." diyen Orhan Irmak Tasarım kurucu ortağı tasarımcı, yaptığı sunumda bireysel olmak yerine bir ekip olmanın, takım olarak tasarlamanın hayata geçen ürünlere etkisini yorumladı. Konuşmanın tamamına ETMK YouTube kanalından erişebilirsiniz.

Şebnem Timur Öğüt: Ambalajların üretim sürecinde rolünüz nasıl? Üretim süreci ve üreticinin ürüne etkisi nasıldır?

Orhan Irmak: Firmaların bizden beklentileri değişken. Tasarım süreci ile üretim süreci ayrı adımlar. Bazı firmaların kendi kayıtlı tedarikçisi oluyor. Birçok uluslararası firma bunu yapıyor. Bu durumlarda birim maliyet konuşulmuş, nerede üretileceği belli olan bir ürün ihtiyacı gelebiliyor. Ürünün baskısı ile yeni bir şeyler denenmesi gerekiyorsa, üretimde bir fark yaratılması bekleniyorsa ya da endüstriyel tasarım tarafı yoğun bir iş ise katkımız da yoğun oluyor. Marka ekibi ile tasarım sürecini bitirdikten sonra, tam o kadar olmasa da üretici ile benzer bir süreç geçirdiğimiz oluyor. Malzemenin rengini, şeffaflığını, metalik dokusu gibi birçok kriteri üretici ile çözüyoruz. Marka sahibinin teknik konular ile ilgili üretici kadar bilgi sahibi olmadığı durumda, bizim üreticiye aktarmamız ve üreticiden talep etmemiz gerekiyor. Bazen de üretici bizi yönlendiriyor. Sağlanacak avantajlar sıralıyor. Biz rafa çıkana kadar, yani seri üretimin tamamlanmasından sorumluyuz ve bu süreç boyunca destek veriyoruz. Baskı hazırlık ekibimiz kimi zaman ilk üretime bizzat üretim yerinde onay veriyor.

Şebnem Timur Öğüt: Ürünü gördüğümüz ambalajlar var, bir de içeriğini görmediğimiz, görmemizin de pozitif etki yaratmayacağı durumlar var. Hikayesinin yer aldığı reklamlarının da olduğu markalarda, global markanın Türkiye pazarına girişinde ambalajın bir satın alma gerekçesi olacağı ürünler var. Belki o baharatlar tek tek evlerimizde var, ancak bir baharat karışımını satın alma kararında ambalaj etkili bir arayüz.

Orhan Irmak: Özellikle piyasada benzeri olmayan, ilk kez satışa çıkmış ürünlerde, ilk satın alma kararını vermesini sağlamanın süresi 3-5 saniye. Kişilerin marka ya da reklamdan hatırlamasını beklemeden, ilk yüz yüze geldiği anda ikna olması gerekiyor. Bunu denerim ve fayda sağlarım diyebilmesi önemli. Kısa sürede tüm mesajların bir arada verilmesi gerekiyor.

Şebnem Timur Öğüt: Depozitolu ambalajlar geri gelir mi?

Orhan Irmak: Çocukluğumdan hatırlıyorum. Depozitolu birçok ürün var. Bugün hızlı bir ivme ile çıkıyor. Global markalar, dolumu tekrar yapılabilir ambalajlar üreten üreticiler ile çalışıyorlar. Sadece buna odaklanmış firmalar var yurt dışında. Diş macunu, çamaşır deterjanı gibi birçok ürünün hijyen standartları sağlanarak ürünün doldurulmuş hali size ulaşıyor. Biz ülke olarak geri dönüşüm konusunda oldukça gerideyiz, yeniden doldurma konusunda ise Amerika, Kuzey Avrupa çok daha ilgili. Yeniden doldurma otomatları söz konusu. Amerika’da kasenizi götürüp kuruyemiş, fıstık ezmesi alabiliyorsunuz. Aynı zamanda bunun hizmetinin de satıldığı bir dönem geliyor.

Melike Balkaya: Sürdürülebilirlik, plastiksiz dünya ya da atık yönetimi kavramlarının ön planda olduğu günümüzde ambalaj sektörü bu durumu ne kadar dikkate alıyor?

Orhan Irmak: Sürdürülebilirlik, ambalaj ve döngüsel ekonomi trendleri arasında. Bu bir tüketim kültürü. Ambalajlar çok kritik bir yere sahip. Tekstilde de üretimde çocuk işçi çalıştırılması, tekstil boyasının ya da üretim aşamaları titizlikle inceleniyor. Kişilerin hassasiyetleri artıyor. Ambalaj da bunun bir parçası. Döngüsel ekonomi yaklaşımı ile ambalaj iç içe. Ambalaj tek başına plastik üretiminden sorumlu olarak algılandı. Bu sektörde çalışan birçok kişi ve kurumun da yetkinlikleri oldukça yüksek. Avrupa’daki kimi süpermarket zinciri, tedarikçilerine geri dönüştürülebilir ambalajlara yönelik tercih yapacağını belirtip kurallar koyarak ilerliyor. Kamu, perakende zinciri, çok uluslu firmalar karar vericilerin başında gelirken çözüm üretme noktasında ise sıra en son ambalaj tasarımcılarına geliyor. Üretim tarafının hazır olması gerekiyor ki tasarımcının emeği işe yarar hale gelsin. Bu meselede, tek başına değil ancak bir arada hareket ile ilerlemek etki yaratabilir.

Söyleşi videosu için tıklayınız.