IDEA Sohbetleri 1 - Defne Koz & Sertaç Ersayın
ETMK IDEA sohbetlerinin ilki Koz Susani Design Studio kurucu ortağı Defne Koz ile genel merkez yönetim kurulu başkanı Sertaç Ersayın moderatörlüğünde gerçekleşti. "Tasarımı salt bir obje olarak görmedim. Tasarım, espası ile birlikte ele alınmalıdır." diyen Defne Koz, modadan mimariye tüm meslek alanlarının birbirinden beslendiği gerçeğinden hareketle bu yeni dönemde bir araya gelmesi güç tarafların ortak üretimini ve birlikteliğini gerekli görüyor.
Sertaç Ersayın: Tasarım alanının çok disiplinli hale geldiğini biliyoruz. Aynı zamanda Defne Koz’un portfolyosunda da geniş bir sektör yelpazesi var. Bu farklılıklar içinde hangi metodolojilerden yararlanıyorsunuz?
Defne Koz: İnsanları gözlemleme ile başlıyorum. Fincanını nasıl kavradığını, nasıl oturduğunu, insanı çevreleyen tüm objelerini, davranışlarını ve hatta belki de aurasını inceleyerek hayatımı renklendiriyorum. Bu, benim hayatımın bir parçası, bilinçli olmasam dahi bu şekilde sürdürüyorum hayatımı. Bir ürünü tasarlarken ürünün kendisinden çok, onun kullanımını düşünerek yola çıkıyorum. Bir koltuk tasarladığımda koltuğun kullanım senaryosunu tasarlamayı ya da bir aydınlatma tasarladığımda ışığı tasarlamayı daha doğru buluyorum.
Sertaç Ersayın: Sosyal yaşamın kendisi de değişerek ilerliyor, daha da değişeceği öngörülüyor. Tasarımcının bu dönemde neye ihtiyacı var?
Defne Koz: Tasarımcının mesleğini iyi kavraması önemli. Mutlaka düşünmesi gerekenlerin yanında yaratıcılık ile ilgili pek çok konuyu takip etmesi, sahiplenmesini öncelikli görüyorum. Birçok konuya dair düşünce yapısını kuvvetlendirmesi, yaşamın bir parçası olan değerleri algılaması bence bir tasarımcının işini kolaylaştırır.
Ürünler ile kurduğumuz ilişki önemli ve pandemi ile bu daha büyük önem kazanmaya başladı. Ürün bulunduğu mekan içinde yaşamaya devam eder; kapı kolundan çay fincanına, her bir ürün çevresindekiler ile birlikte bir yaşam küresi içindedir. Biz, bunu bilerek, tasarımcı olarak çözüm bulmanın ötesinde, farklı bakış açıları geliştirmek ile ilgileniriz. Biz süper güçleri olan kahramanlar değiliz, konuyu farklı bir şekilde görmektir işimiz. Ürün tasarlarken kullanıma yönelik olan ve olabilecek davranışları hem gözlemleyip hem de öngörerek ilerlemek, bizi yeniye ulaştıracak bir yöntemdir.
Sertaç Ersayın: Bu süreçte senin odağın neler oldu/oluyor? Yeni davranışlar ediniyoruz ve tasarımcılar bu yeni davranışların neresinde konumlanabilir?
Defne Koz: Varlık içinde yokluk çekilen bu dönemde bir tasarımcı olarak, beni en çok rahatsız eden verimsizlik. Amerika’nın en büyük hastanesinin doktorlarının ameliyathane maskesine erişememesi ve bunun verimsiz yönetimi benim için problem. Tasarımcının verimliliğe nasıl bir katkısı olabilir, ben en çok onu düşünüyorum. Teknoloji üreten firmalar ile ortak ilerleyebiliriz. Belediyeler ile, politika koyucular ile tasarımcılar birlikte çözüm geliştirebilir. Tasarımcı olarak tek başına değil, birlikte, tasarımcıya inanan ve tasarımcı ile birlikte yürüyecek bir endüstriye ihtiyaç var.
Farklı coğrafyalarda eşitsizliklerin arttığı gerçek. Biz tasarımcıların bunun içinde olması, çok iyi olur. Tasarımcı tek başına ikna edemeyecektir, ancak bir araya gelerek mümkün. Daha doğruyu yaratabilmek insan olarak elimizde. Becerimiz var, gücümüz yok, birlik olabilmek önemli.