IDEA Sohbetleri 11 - Ece Yalım & Canan E. Ünlü & Erva Nurçin Şenay

ETMK IDEA sohbetlerinin onbirinci buluşması Dr. Canan E. Ünlü moderatörlüğünde Artful Design Studio kurucusu Ece Yalım’ın katılımı ile gerçekleşti, öğrencilerin sorularını ise ETMK Öğrenci temsilcisi Erva Nurçin Şenay yönlendirdi. Fulbright bursu ile Pratt Institute of Technology bünyesinde iç mimarlık yüksek lisansına devam ederken kariyerine New York’ta iç mimarlık alanında çalışarak başlayan Yalım, bu sohbette üniversite yıllarının ardından iç mimari alanındaki deneyimini, yurt dışında olmanın katkılarını vurguluyor. Tasarımcının eğitim hayatı sırasında akademik ve sosyal bilgi ve becerilerini artırarak, kendini biricik kılan özelliklerini keşfetmeyi önemli bulan Ece Yalım, ekip olmanın önemine de değiniyor; "İyi bir ekipsen, üretici veya marka da ekibin bir parçası, bu ekibin üyeleri arasında iyi bir iş bölümü var ise büyük işlere daha sağlam imzalar atıyorsunuz".

Canan Ünlü: Hep bir ekibiz diye bahsediyorsun, ne zamandır bu ekip var, senin rolün nedir? Ekip olarak tasarıma bakış açınızı ve çalışma biçiminizi de duymak isteriz.

Ece Yalım: İyi bir ekipsen ve iyi bir iş bölümü yapıyorsan daha büyük işlere daha sağlam imzalar atıyorsun. Çok fazla duygusal iniş çıkışlar yaşamadan ekip olarak fikir dönüyor ve çözüme ulaşıyorsun. Ben takım oyununu seviyorum. Bir şeyi yaparken elimden gelenin en iyisini yaparım.

Okuduğum bir kitap dikkatimi çekmişti, farklı disiplinden birileri için yazılmış bir kitap da olsa bize uyarlanabilecek bir kurgu. Değişen piyasa şartlarında hem iyi iş çıkarmak hem de etik olmak nasıl mümkün diye soru soruyor. Bunun yanıtını ararken kendimize koyduğumuz değerlere bakabiliriz. Bu kadar değişkenlik içinde üç ana başlık belirtiliyor; misyon, standartlar ve kimlik. Bir işi özgün kılan şey bu üçünün kesişimi.

Biz tasarım süreçlerinde bizde bir şey istendiğinde neden bir tane daha yapıyoruz sorusunun cevabını ararken, her proje öncesinde bir değer arayışı içine giriyoruz. Zaman, teknoloji veya malzeme sürekli değişse de ortak olan insan, mekan ve ürün oluyor ve bu kesişimden ihtiyaç çıkıyor ortaya. Kullanıcıyı anlamaya çalışarak ilerliyoruz, davranış değişikliklerini gözlemliyorum. Bunu 14 yıldır öğrencilerim ile bir araya geldiğimde onları gözlemleyerek yapıyorum.

Canan Ünlü: Bir tasarım diliniz olduğu söylenebilir…

Ece Yalım: Alışılmış malzemenin dışına çıkmak, iç mimariden gelen yeninin kokusunu alma alışkanlığımız var. Bir de ODTÜ, Bauhaus ve DeStijl görebilirsiniz.Bir tarza bağımlı değiliz, dikey ve yatay yalın bir anlatım sergilemek tercihimiz. Bir önceki ile hiçbir zaman aynı değil. Malzemeyi dürüst ve minimum kullanmayı tercih ediyoruz. Sistemin ayakta durabildiğinden emin oluyoruz. Gereği kadar olsun. Aynı zamanda mekana yerleştirecek iç mimar da kendi renk, doku tercihlerini dahil edebilsin istiyoruz.

Canan Ünlü: Birbirini tamamlayan sektörlere hizmet verdiğinizi görüyorum. Bu bir uzmanlaşma örneği midir? Gerekli midir?

Ece Yalım: Bir konuda ustalaşmak diyebiliriz. Bir konuda çok egzersiz yaptığın zaman bir problemle karşılaştığında çok daha hızlı ya da kıvrak bir zeka yaklaşımı ile problem çözüyorsun. Uzmanlaşmayı çok da sevmiyoruz. Bir yerde çok fazla tekrar eden iş yaptığın zaman kendini sıfırlamaya zorlanabilirsin. Biz her ürün tasarımında çocuk gibi yeniden tanımlamaya çalışıyoruz. İyi tarafları olduğu kadar kötü yanları da var. Keşke daha farklı sektörden ürün tasarımı gelse çok memnun olurum elbette, ancak belirli bir sektörde yıllarını belirli bir alana veriyorsan elbette o sektör daha çok iş talebi ile geliyor. Ben kendimde o gücün var olduğunu biliyorum. Cam tasarım sürecinde, ilk kez tasarladığımızda üretim süreçlerini inceledikten sonra çok kısa sürede hakimiyet sağlayabilirim, artı yeni bir de yeni bakış açısı demek oluyor o sektör özelinde. Sektörün ne olduğundan öte ürün tasarımına bakış açın önemli. Bizim için ise gerçek ihtiyacı anlamak.

Söyleşi videosu için tıklayınız.